Biz önce,naylon kondu.sonra tahta kondu,çadır kent ve prefabrik evler..Bu dört devre yide,resimledim ve o günleri kaleme aldım.Yerel basında tefrika halinde yayınlandı. ve arşıvimde,kitaplaşacak şekilde bekliyor... O günlerden,kısa bir anı akta rayım,.. Henüz Kıriz merkezleri kurul mamıştı.Gelen yardımlar, sivil,memur,depremzede, kamu görevlileri tarafından talan ediliyordu. kurulan çadır kentlerden biri nin,sorumlusu yüzbaşı,bizim mahallenin seyar balıkçının hemşehrisiymiş.Bu tufanda bizim balıçı hemşehrisine adam gösterip,yedi avrupa çadır aldığını,çoluk çocuğu nuda,yardım kuyruklarına sokup,/-abi evin bir odasını bisküvi doldurdum.! dedi. -bu kadar malzemeyi ne yapa caksın dediğimde, -ortalık düzelsin.Memlekete yaylaya göndereceğim.! deyince,kızmış ayrılmıştım. Şikayet edecek yerde yoktu. Herkes can derdindeydi... Tabi bu bir örnekti..! Depremin senesi olmamıstı. Bızim seyyar balıkçıyı,yalova seyhat yazıhanesinde gördüm.saçları dökülmüş, zayıflamıştı../-hayırdır.! diye,sorduğumda,Kanser olduğunu söylemişti., ve o günden sonra,bir mezar ziyaretinde oğlunu görmüş ve sorduğumda,./-sizlere ömür..! dedi., Evet,çadırlarda şimdi kim kalıyor.? DEVAM EDECEK.! ------------------ 18.08.2017 MUSTAFA TANER FETHIYE
0 Yorumlar