REKLAM ALANI

Herkes üzerine düşen sorumluluğu yerine getirmeli.


Tüketici Hakları Derneği Bozüyük Şube  Başkanı  Hayrettin Sabırlı, tüketicinin bilinçlendirilmesi konusunda devlete, tüketiciye ve kendilerine düşen sorumluluklar hakkında Ajansımıza açıklamalarda bulundu.

Emekli, memur, işçi, mühendis, öğretmen, avukat, ev kadını gibi toplumun çeşitli kesimleri tarafından kurulan Tüketici Hakları Derneği; gönüllü, bağımsız, demokratik bir sivil toplum kuruluşu olarak tanımlanıyor.
Dernek, 1991’de evrensel tüketici haklarının uygulanması, geliştirilmesi, tüketici bilincinin oluşturulması, yaygınlaştırılması ve etkili bir tüketici hareketinin yaratılması amacıyla kuruldu.
Tüketici Hakları Derneği Bozüyük Şube Başkanı Hayrettin Sabırl, tüketicide hak arama bilincinin oluşturulması, tüketicinin bilinçlenmesi konusunda hem kendisine hem devlete hem de dernek olarak kendilerine düşen görevlerin olduğunu söyledi.
Hayrettin Sabırlı  ayrıca, son dönemde gündemde yer alan et fiyatlarının düşürülmesi ve  cam filmleri konusunda yaşanan tartışmalar hakkında da değerlendirmelerde bulundu.
Öncelikle devlete, sonra tüketici ve bizlere sorumluluk düşüyor
Tüketici üzerinde öncelikle, devletin yetkili kurumlarının sorumluluklarını yerine getirmesi gerektiğini söyleyen Hayrettin Sabırlı , tüketicinin de kendi sorumluluklarının farkında olarak, tüketim toplumunun tuzağına düşmemesi, ihtiyaca yönelik tüketim yapması gerektiğini ifade etti.
Sabırlı , öncelikle, tüketicilerden banka mağduriyetlerine yönelik şikayetler geldiğini dile getirerek, Tüketici hakları Derneği olarak yaptıkları çağrı sonucunda, bankalarda hakkı olan tüketicilerin haklarını aldıklarını dile getirdi. 
Tüketicide hak arama bilinci oluşturmaya çalışıyoruz
Ergün Kılıç, Tüketici Hakları Derneği olarak, tüketicide hak arama bilinci oluşturmak için çeşitli çalışmalar yaptıklarını dile getirdi. Kılıç, sosyal medyayı etkin kullanarak, o günün sıkıntısıyla ilgili tüketiciyi bilgilendirdiklerini söyledi.                                                                                               Sabırlı , ilkokul ve ortaokullarda öğrenci ve velilere verdikleri bilgilerin beslenme konusunda tüketicinin bilgilendirilmesi amacı taşıdığını belirtti. Sabırlı , Tüketici Hakları Derneği olarak,   yaptıkları çalışmalar sonucu, ilkokul ve ortaokullarda gazlı içeceklerin içeriğinin ne olduğunu anlatarak ve göstererek  kaldırılmasında öncü olduklarını dile getirdi.
Hayrettin Sabırlı , “Tüketici Hakları Derneği, özellikle beslenme konusunda tüketicide önemli bir bilinç oluşturmak amacıyla ciddi çalışmalara imza attı. Bunlardan en önemlisi de,  okullarda gazlı içeceklerin yasaklanmasını sağladık.” dedi.
Sabırlı  ayrıca, tüketicide hak arama bilinci oluşturmak için, ‘Eğiticilerin eğitimi’ adı verilen eğitim sistemi oluşturduklarını belirterek, tüketici haklarının tüketiciye nasıl anlatılması, tüketiciye hak arama yol ve yöntemlerinin nasıl gösterilmesi gerektiğine yönelik eğitim verdiklerini ifade etti. Verdikleri eğitimin her yıl gerçekleştirildiğini  2018 yılı ocak ayı sonrasında TÜKETİCİ AKADEMİSİ Projesini Hayata Geçireceklerini  dile getiren Sabırlı , “30- 40 kişilik gruplarla bu eğitimlerimizi gerçekleştirerek, tüketicide hak arama bilinci oluşturmaya çalışıyoruz” diye konuştu.
Yetkili kurumlar, tüketici üzerindeki sorumluluğunu yerine getirmeli
Hayrettin Sabırlı , tüketici üzerinde devletin yetkili kurumlarının da sorumluluğu olduğunu söyledi. Sorumlu kurumların, üzerine düşen görevi yerine getirerek, belli konularda gerekli denetimleri yapmasının önemli olduğunu söyleyen Sabırlı , “Tüketicinin her alanda tamamen bilgi sahibi olabilmesi mümkün değil. Dolayısıyla, devlet ilgili kurumlarda çeşitli alanlarda bilgi sahibi olan birimler kurmuş. Bu birimler, üzerine düşen görevi yaparak, örneğin; usulüne uygun davranmayan tacir veya esnafı usulüne uygun davranmaya yönlendirirse, satın alma davranışlarında tüketiciye yol gösterirse, sorumluluğunu yerine getirmiş olur.”
 Tüketicinin etiketi olmayan ucuz ürünlere yöneldiğini belirten Sabırlı , tüketicinin alım gücünün yükseltilmesi durumunda, bu ürünlere yönelimin azalacağını sözlerine ekledi.
Hayrettin Sabırlı , et fiyatlarının düşürülmesine yönelik tartışmaları da genel boyutuyla değerlendirdi.
Sabırlı , özellikle hayvancılık sektörüyle ilgili politikaların değiştirilmesi gerektiğini söyleyerek, tüketicinin ihtiyacını karşılayacak et miktarının olmadığını, böyle bir durumda da etin dışarıdan ithal edildiğini dile getirdi.                                                                                                               Sabırlı
, dışarıdan ithal edilen etin yerli üreticisinin yok olduğunu ve alım gücü düşük olan tüketicinin ithal etten yeteri kadar yararlanamadığını söyledi.
Hayvancılığın iyileştirilmesi gerekli
Hayvancılığı iyileştirmek için, yerli üreticinin hayvandan elde edilen et ve sütün üretildiği yerin koşullarının iyileştirilmesi gerektiğini belirten Sabırlı , “Biz, bölgesel hayvancılığın yapılması görüşündeyiz. Mesela, Trakya bölgesinde yapılan hayvancılıkta, hayvanları diğer bölgelere nakletmek yerine, sadece orada hayvanlardan elde edilen et ve süt imalatı yapan fabrikalar kurulabilir. Böylece, hayvanları diğer bölgelere nakletmek yerine, üretilen ürünü nakletmiş olursunuz. Böylece her açıdan verimi artırabilirsiniz.” şeklinde konuştu.
Hayvancılığın iyileştirilmesi durumunda ithal ete mecburiyetin azalacağını belirten Sabırlı , “Hayvancılık yapan köylü köyden çıkmak durumunda kalırsa, oradaki meralar boş kalır. Meraların boş kalması durumunda hayvancılık yapılamaz ve ithal ete ihtiyaç duyarız.” dedi.
Tüketicinin alım gücü artırılmalı
Ergün Kılıç, hayvancılığın geliştirilmesinden sonra, tüketicinin de alım gücünün artırılması gerektiğini ifade etti. Kılıç, tüketicinin alım gücü yüksek olmadıkça, fiyatının düşürülmesinin tüketiciye yeterli fayda sağlamayacağını söyledi.
Kılıç, tüketicinin alım gücünün yükseltilmesi için üretime ihtiyaç olduğunu, bunun için de gerekli teşviklerin sağlanarak denetimlerin yapılması gerektiğini ifade ederek, “Tüketicinin alım gücünü yükseltmek için gerekli önlemler alınmalı. Devlet, alım gücünü yükseltmek için sorumluluklarını yerine getiren ve üretimi teşvik eden politikalar uygulamalı. Ve iç piyasada satılan ürünlerle ilgili dolaylı vergiler asgari düzeye indirilmeli.” ifadelerini kullandı.
Ergün Kılıç, son dönemde tartışma yaratan araçlara cam filmi takılıp takılmaması konusunda değerlendirmelerde bulunarak, bu konuda ceza verme sistemine bakılması gerektiğini söyledi. Kılıç, ceza sisteminin tüketicinin aleyhine, firmaların lehine işlediğini belirtti.
Kılıç, cam filmlerin şu an için değil, her zaman gizlilik konusunu oluşturduğunu, ancak cam filmi taktıran herkesin suç üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etti.
Kılıç, herkesin farklı gerekçelerle cam filmi taktırabileceğini söyleyerek, şöyle konuştu: “Cam filminin taktırılıp taktırılamayacağı konusunda net açıklamaların yapılması gerekli. Ya baştan bunun yasaklanması ya da yasaklama durumunun olmayacağı gibi konularda kararların net bir şekilde ifade edilmesi. Çünkü, günden güne değişiklik gösteren kararlar, tüketicide mağduriyet yaratabilir. Bu mağduriyetlerin yaşanmaması için de, sonuçların uzun vadede görülüp değerlendirilmesi gerekli.”                                                                                                            Tüketicinin alım gücü artırılmalı                                                                                                Hayrettin Sabırlı , hayvancılığın geliştirilmesinden sonra, tüketicinin de alım gücünün artırılması gerektiğini ifade etti. Sabırlı , tüketicinin alım gücü yüksek olmadıkça, fiyatının düşürülmesinin tüketiciye yeterli fayda sağlamayacağını söyledi.
Sabırlı , tüketicinin alım gücünün yükseltilmesi için üretime ihtiyaç olduğunu, bunun için de gerekli teşviklerin sağlanarak denetimlerin yapılması gerektiğini ifade ederek, “Tüketicinin alım gücünü yükseltmek için gerekli önlemler alınmalı. Devlet, alım gücünü yükseltmek için sorumluluklarını yerine getiren ve üretimi teşvik eden politikalar uygulamalı. Ve iç piyasada satılan ürünlerle ilgili dolaylı vergiler asgari düzeye indirilmeli.” ifadelerini kullandı.
Hayrettin Sabırlı , son dönemde tartışma yaratan araçlara cam filmi takılıp takılmaması konusunda değerlendirmelerde bulunarak, bu konuda ceza verme sistemine bakılması gerektiğini söyledi. Sabırlı , ceza sisteminin tüketicinin aleyhine, firmaların lehine işlediğini belirtti.                                                                                                                                                      Sabırlı , cam filmlerin şu an için değil, her zaman gizlilik konusunu oluşturduğunu, ancak cam filmi taktıran herkesin suç üzerinden değerlendirilmemesi gerektiğini ifade etti.
Kılıç, herkesin farklı gerekçelerle cam filmi taktırabileceğini söyleyerek, şöyle konuştu: “Cam filminin taktırılıp taktırılamayacağı konusunda net açıklamaların yapılması gerekli. Ya baştan bunun yasaklanması ya da yasaklama durumunun olmayacağı gibi konularda kararların net bir şekilde ifade edilmesi. Çünkü, günden güne değişiklik gösteren kararlar, tüketicide mağduriyet yaratabilir. Bu mağduriyetlerin yaşanmaması için de, sonuçların uzun vadede görülüp değerlendirilmesi gerekli.”

Yorum Gönder

0 Yorumlar