REKLAM ALANI

Mine Sarmış : SANAT SARAY DA SOYTARI OLACAĞINA, SOKAKTA KALSIN.


SANAT SARAY DA SOYTARI OLACAĞINA, SOKAKTA KALSIN.

   Küçük ama sevimli ve sıcacık bir atölyede hem resim yapıyor hem de  resim aşığı öğrencilerine  ders veriyordu.
Şehir merkezinde olduğu için kirası kıt kanaat bir öğretmen emeklisi  için ucuz da değildi yani. Ama olsun diyordu…  Bir çocuk bile yetiştirsek  ne mutlu. Ülkeme ve de ülkenin geleceği olan  çocuklara canımız feda. Gençler de oldukça yetenekliydi  ve her  verdiği dersi  kolayca özümsüyor ve hayal dünyalarında gezdirip realiteye döküyor , güzel üretimler yapıyorlardı. Umutları vardı. Hevesleri ve sevgileri…Daha ne olsun?
Atölyeye ziyarete gidip geldikçe maddi gücü olmayıp, malzeme alamayan öğrencilerine ben de alternatifler üretiyor  küçük destekçilerle malzemelerini temin ediyordum. Bu ufacık ama maneviyatı yüksek katkılar belki de  bizim geleceğimize  bir yatırım ve borcumuzdu.  Ama gel gelelim herkes böyle düşünmüyordu. Orası bir  atölyeydi fakat devlete göre vergi levhası olmalıydı çünkü onlara göre bir işletmeydi. Sokakta belediye, dükkanda maliye sanata geçit vermiyordu. Az bir zaman vardı eserlerini  sergilemeye. Ben de butik sergiler düzenliyordum. Ve onlara bir sergi açacaktım…Restorant, otel vb. her yer bizim için sanat galerisiydi… O gün oraya resimlerdeki son durumu görmeye gittiğimde  o tartışmanın içinde buldum kendimi…Elbette yasal zeminlere oturmalıydı her şey…Ki Ülkede o kadar gayri meşru fabrikalar, kaçakçılar hırsızlar varken dikkat edilmeliydi o küçük emekçinin  ticari faaliyeti olmayan atölyesine… Maliyeden gelip yüksek miktarda ceza kesip  atölyeyi kapattıkları gün sadece sanatı değil, geleceğimiz olan gençlerimizin umutlarını da mühürlemişlerdi. Bölgemizde sanat sanki tekelde ve karaborsaydı. Hep  içimizde  ukde kaldı neden, neden böyle diye…Sanat üvey  bir  evlat mıydı, ya biz?
Ne yapıyorduk ki sanki? Seçimlerde verilen o sözler tüm halka verilmiyor muydu? O senin adamın bu benim diyerek ayrımcılıkla pazar konusu yapılan sanat, sokakta mıydı? Sarayda mı?
Neredeydi?
Kültüre ve sanata hak ettiği değeri  vereceğiz derken ödenekler hibeler ve destekler belli kesimlere sunulacaktıysa, kapılar duvar olup  bir çalıştay, sergi  bile yapamaz hale geldindiyse, oturup iyi düşünmek gerekmez mi? Neden umutlarına gem vuruluyordu  halkın? Ve neden sözlerini tutmuyordu o seçilen halkın temsilcileri?
İşte tam da bu sancılarda galeri açmak ciddi bir maliyet olduğu için zorlaşıyor…Atölyeler  artması gerekirken  tek tek kapanıyordu. Faaliyette olan galerilere de herkesin gücü yetmiyordu. Ve İşin mutfağında yani Atölyelerde sergiler ve çalıştaylar yapılmaya başlandı…Bu atölyeler dernek vb kurumsal  kimliklerin adı altında  hayatta kalabiliyor da olsalar o sıcacık atölyelerin, yani sanatın mutfağının korunması ve desteklenmesi  zaruri bir ihtiyaç halindeydi artık. Keşke dedim, keşke ufuklar açılsa ve destek olunsa da  sanatın bileklerindeki kelepçeler  kırılsa. Devlet sanatçısı olmak başka, saray sanatçısı bambaşka... Bir de halk sanatçısı kavramı var ki işte orası tam da bam teli  İşte böyle sevgili  sanatçı ve sanat sever dostlarım… sanat sokakta mı ,sarayda mı diye sorular yerine  Sanat her yerde diyebilmek , özgürce  geleceğimize   yatırım yapmak ve  sağlam temellere oturtmak dileğimle.
Sanat ve sevgiyle kalın.           ________Mine  Sarmış.-KHA.

Yorum Gönder

0 Yorumlar