REKLAM ALANI

AVM ve otel işgali nedeniyle Karaköy sahiline ulaşmak 15 dakika yürüme gerektiriyor: Karaköy işgal altında!


AVM ve otel işgali nedeniyle Karaköy sahiline ulaşmak 15 dakika yürüme gerektiriyor: Karaköy işgal altında!

İstanbul’un en gözde semtlerinden, turistlerin en uğrak noktalarından olan Karaköy’de boğazı seyretmek gün geçtikçe zorlaşıyor. İskeleden inen bir kişinin tekrar denizi görebilmesi için tam 15 dakika boyunca durmadan yürümesi gerekiyor. Çünkü halka açık olan sahil hattının büyük bölümü artık özel işletmelerin işgalinde. İstanbul’un en eski ve simgesel sahil hatlarından Karaköy’de Kıyı Kanunu’na göre halka açık olması gereken kıyı şeridi, restorankafelerle ve otellerle adeta çevrilmiş durumda.

HALKIN MI YOKSA İŞLETMELERİN Mİ?

Karaköy sahilinde bulunan Peninsula Otel’in kıyıya ördüğü duvar da kamuoyunda büyük tartışma yarattı. Bölgede Galataport’un bulunması ve sahilin yoğun ticari yapılaşmaya maruz kalmasıyla Karaköy bugün neredeyse tamamen özel işletmelerin kullanımına bırakılmış durumda. Kamuya ait olması gereken kıyı şeridi, özel işletmelerce kapatılmış halde.

Vapurdan Karaköy İskelesi’nde inen ve Kabataş yönüne doğru ilerlemek isteyen bir kişinin tekrar deniz manzarasına kavuşabilmesi için tam 15 dakika boyunca hiç durmadan yürümesi gerekiyor. Üstelik yürünmesi gereken güzergâh “engelli koşu” parkurunu andırıyor. Çünkü yol üzerindeki özel işletmeler, kaldırımları işgal etmiş durumda. Özellikle otellerin önleri vale hizmetleri nedeniyle yoğun şekilde kullanılıyor. Bu nedenle yayaların zaman zaman kaldırımdan inip araç yolundan yürümesi gerekiyor. Ayrıca işletmelerin birçoğunun kaldırıma yerleştirdiği dubalar nedeniyle günün en sakin saatlerinde dahi yayalar bazı noktalarda tek sıra halinde ilerlemek zorunda kalıyor. Denize sıfır inşa edilen oteller ve restoran-kafelerin önünden geçerken ancak kendinizi zorlayarak binaların arasından boğazı görme imkânınız oluyor.

Tüm bunların yanı sıra, kaldırıma park edilen araç ve motorsikletler de yürümeyi zorlaştırıyor. Bu durum engelli bireylerin ya da çocuklu ailelerin yürüyebilmesini neredeyse imkânsız hale getiriyor. “Sonunda denizi gördüm!” dediğiniz anda ise İstanbul Boğazı ile aranıza Galataport alışveriş merkezinin camları ve demir bariyerleri giriyor. Siz ise konteynerlerden taşan çöplerin yanından geçerek, yürümeye devam etmek zorunda kalıyorsunuz. Sonunda ise Galataport’un x-ray kontrolünden geçtikten ve içerideki işletmeleri arkanızda bıraktıktan sonra denize ulaşabiliyorsunuz.

KARIN DOYURMAK DA ZOR!

Sahil havası almak için Karaköy’ü tercih eden dört kişilik bir ailenin zorlu yolculuktan sonra acıktığını varsayarsak... Yol üstünde seyyar bir simitçide simitin tanesi 20 TL, bir bardak çay ise 15 TL. Ailenin cebinden çıkması gereken tutar 140 TL oluyor. Diyelim ailenizi deniz manzarasına karşı yemeğe çıkarmak istediniz... Yolculuğun son durağı olan Galataport’ta bir mekânda ortalama bir etli yemeğin fiyatı en az 500 TL. Bu durumda ise dört kişilik bir ailenin ödeyeceği hesap yaklaşık 2 bin TL’yi buluyor. 

Yorum Gönder

0 Yorumlar