Sinekten yağ çıkarmak. Çok güzel ve
günümüzün siyasilerine uygun bir deyimdir. Kaset Genel Başkanı halkın
iradesinden umudunu kesmiştir. İktidara değişik yollarla gelmeye çalışmaktadır.
Her yolu mübah sayan bu zihniyet mensupları her tür ahlaksız yöntemleri
kullanarak iktidar olma heveslerini devam ettirmektedirler.
CHP’nin HDP ile birlikteliğinin el
ele, kol kola olduğu açık bir gerçektir. Hatırlayın! PKK’nın Karayılanı birlikte
çalışma çağrısında bulunmuştu. Bu çağrı doğrultusunda birliktelik oluşmuştur.
Hatta bu gün CHP parti sözcüsü HDP’ye bir çağrı yaparak AKP’ye karşı cephe
oluşturma düşüncelerini yenilemiştir. CHP, PKK, FETO, ASALA ve tüm uyduruk
Devrimciler şu an itibariyle cephe oluşturmuş durumdadırlar.
Tüm emperyalist güçlerin uşaklığını yapan bu
cephe birliği, yine de bir başarı elde edememenin hırçınlığı ile sinekten yağ
çıkarmaya çalışmaktadırlar. "Partim için terörle işbirliği yapıyor
diyenler, şerefsizdir, namusuzdur." diyen Kılıçdaroğluna ben de diyorum ki;
iş birliği içinde olduğunuzun sözleşmesini mi yayınlayalım? Şu yukarıdaki
ilişkiler sizin terör örgütü ile turistik bir ilişki içinde olduğunuzun bir
işareti midir?
Şeref, namus gibi kavramların size uygun
kavramlar olmadığını bilmekteyiz. Size uygun olmayan bu kavramları kullanmak
şahsınıza hiç yakışmamaktadır. Kimin şeref ve namus sahibi olup olmadığı
konusun da halkımızın takdirine bırakıyorum.
Karaman ilinde bulunan Ensar Vakıf
şubesinde meydana gelen ve hiçbir insanın kabul etmesinin mümkün olamayacağı
ahlaksızlıktan siyasi bir rant oluşturmaya çalışanlar da ,en azından o
şerefsiz, namussuz, adi, alçaklar kadar alçak ve namusuzdurlar. Sinekten yağ
çıkarma anlayışı budur.
Toplumumuzun içinde ve hemen hemen hayatın
her alanında ahlaksız davranışlarla karşılaşmak mümkündür. Daha dün on
yaşındaki bir yavru anasının dostu tarafından katledildi. Bu ahlaksız ilişkiyi,
öldürülen günahsız yavrunun babası denen alçak namusuz adamın da biliyor
olmasını kendi çelişkili açıklamalarından öğrenmekteyiz. Babanın kızı ile
ilişkiye girdiği, kardeşlerin biribirleri ile ilişkiye girmiş oldukları
iğrençlikleri, öğretmenlerin öğrencileri ile ilişkiye girdikleri adilikleri
hemen hemen her gün haber olarak okumaktayız.
Bu iğrenç pislikler; toplumsal değerlerimizi,
kültürümüzü yozlaştırarak ahlaksız namussuz bir toplum haline gelebilmemizin
adımlarını sıklaştırmışlardır. Amerikan DALLAS dizisi ile enjekte edilmeye
başlanan bu “yozlaştırma hareketi ile” baldızı enişteye, teyzeyi yeğene mübah
sayan bir nesil yetiştirilmeye çalışıldı ülkemizde.
Tüm manevi değerlerden uzaklaştırarak,
Amerikanın ve Avrupanın ne kadar ahlaksızlıkları varsa onu almaya çalışan bir
toplum olmamıza gayret sarf edenler önemli mesafe kat etmişlerdir. Yeni televizyon dizileri ile
“toplumu biçimlerdirme çalışmaları” devam etmektedir.
Değerli okurlarım, demek istediğim
şudur; Ahlaksızlık; her yerde, her
kurumda, hayatın her alanında mevcuttur. Günlük evler kiralayan ve o evlerin
zinahane haline getirilmesinden çekinmeyen bu güruh üniversite öğrencilerinin
davranışlarına çeki düzen vermek isteyen Hükümeti topa tutarak “özgürlüklere
kısıtlama getiremezsiniz” söylemleriyle isyan halindedirler. Şimdi ise bu
“kendini bilmezler”; iğneyi kendilerine batırmadan çuvaldızı başkalarına batırmaktadırlar.
Modernlik adına biribirleri ile karılarını
değiştiren ahlaksızlıkların haberlerine ne demeli! Eş cinsel ahlaksızlığı, insanların cinsel
tercihidir diye savunan bu deyyuslara diyorum ki, “kendinize batırdığınız iğne
sizi acıtmıyor olabilir”, ama toplum bu düşünce tarzınız dolayısıyla “büyük
yara almaktadır”.
Sanatçı diye geçinenlerin birbirlerinin
sevgilileri ile ilişkileri hangi noktaya geldiğimizin göstergeleridir. Toplum
bu alçaklardan ne öğrenebilir? Sanatçı toplumun gözü önünde bulunan insandır.
Örnek davranışları ile topluma önemli mesajlar ulaştırma surumluluğunda
olmalıdırlar... Kültürel yozlaşmanın parçası olmamalıdırlar... Hani nerede?
Yüzlerce şubesi olan bir Vakfın bir
şubesinde şerefsiz, namussuz, ahlaksız, adi birinin yaptığı bir pislik deşifre
olmuştur. Bu alçak adam için yapılabilecek her şey yapılmıştır. Tutuklanmıştır.
Vakıf yönetimi de davacı olarak en ağır cezanın alınması için işin birinci
derecede takipçisi olacağını ifade etmiştir. Aileden sorumlu Bakan bu iğrenç
olayı en şiddetli bir şekilde eleştirmiş ve Vakıfla birlikte bu olayın “savcısı
olacağını” söylemiştir. TBMM’nde ise dört siyasi parti araştırma komisyonu
kurmuş, araştırma yapılmasını kararlaştırmış ve Meclis’e rapor sunmaları
istenmiştir.
Velhasılı; yapılması gereken her şey
yapılmıştır. CHP’nin kaset Genel Başkanı’nın çok namuslu olduğu için bu
meseleyi gündeme getirdiğini kesinlikle düşünmüyorum. Bu ahlaksızlığı AK
Partiye yükleyip bir siyasi kazanca dönüştürme gayretidir, yapılanlar…. Yani
sinekten yağ çıkarma çabasıdır.
Bir okulda bir öğretmenin yaptığı bir
namusuzluktan dolayı okul kapatılmalı mı? CHP ne istiyor? Bakanlık neyi eksik
yapmıştır? Bunları bir bilgi olarak kamuoyu ile paylaşmalıdır. Ancak CHP her zaman olduğu gibi bu günde çözüm
önermeyen, küfür eden, hakaret eden yalan ve iftiralarla meseleyi saptıran
yöntemini kullanmıştır.
Geçmişte " Ahlak toplumsal bir Değerdir " başlıklı bir yazımda
ahlakı şu şekilde tanımlamıştım. Ahlak :
İnsanın temel yapısında bulunan, aile ile, çevre ile, kültür ve eğitim ile
gelişen çok önemli toplumsal ve insani bir değerdir. Bu değerin bireyler
bazında gelişmiş olması, toplumu olumlu yönde biçimleyen önemli bir kazanımdır.
Ahlak, namuslu, temiz, karekterli, edepli, faziletli, onurlu ve haysiyetli
değerlerle birlikte anılır. Ancak sevgi ile taçlandırıldığında gerçek değerine
ulaşır.Din'in, gelenek, görenek, örf ve adetlerin de ahlakın biçimlenmesinde
önemli etken olduğu bir gerçektir.
Ahlaktan nasibini almamış olanların ahlaktan
bahsetmesi kadar bir gariplik olamaz. Kaset
Genel Başkanı geçenlerde bir gurup toplantısı konuşmasında, Cumhurbaşkanımız
için namusuz, şerefsiz, diktatör bozuntusu diyerek gündem oluşturmaya
çalışmıştı… Bu günde Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı için kullandığı çirkin
ifadeden dolayı şaşırmadım. Çünkü bu ahlak yoksunu alçak adamdan
beklenebilen normal bir davranış biçimidir, bu… CHP’ye oy veren yurttaşlar
partilerinin bu kalitesiz yönetiminden mutlaka hesap soracak, diye düşünüyorum.
Bir çok kurumda, okullarda da bu tür
hadiseler olmuştur. Bu kurumlar ve okullar kapatılsın mı? Böyle bir saçmalık
olabilir mi? Bu alçaklığı ve ahlaksızlığı koruyabilecek hiç kimseyi
düşünemiyorum. Sayın Bakanın bu konudan dolayı çok rahatsız olduğuna eminim. Bu
alçaklığı yapan o ahlaksız adama idam cezası verilmesini kesinlikle
istemektedir. En ağır cazanın verilmesinin de takipçisi olacaktır. Kasetçi
Genel Başkanın derdi, amacı “üzüm yeme değil, bağcıyı döğmektir”.
Bu sahte ahlak havarilerine Allah akıl fikir
versin.
ALLAH
ÜLKEMİZİN YARDIMCISI OLSUN…
Saygılarımla…
İDRİS
ORTAKAYA /KHA /ANKARA
0 Yorumlar